Herkes Sandıklara! Bu bir Demokrasi Emridir!

Milyonların merakla beklediği yerel seçim bugün. Bu yazının yayına girdiği saatlerde sandık müşahitleri uyanmış, partiler ise büyük gün için son hazırlıklarını tamamlamış olacaklar. Zaten seçim yasakları da yürürlüğe girdi, herkesin gözü artık sandıklarda. Sözün özü; söylenecekler söylendi bitti, bundan sonra top seçmende.

Bununla birlikte, seçimler demokratik rejimlerin bel kemiği, olmazsa olmazıdır ama demokrasinin tamamı demek değildir. Seçimlerde, merkezi ve yerel yönetimlerde karar alıcı kadrolar belirlenir, o aşamadan sonra ise söz konusu kadroların yönetimi hukuka uygun biçimde sürdürmesi, seçimi kaybeden kitlelerin de haklarının gözetilmesi, çoğunluğun azınlık üzerindeki tahakkümüne engel olunması gerekir. Bu husus ülkemizin en büyük eksikliğidir ve bundan dolayı da seçimler ülkemizde demokrasi namına elimizde kalan son olanaktır.

Modern ülkelerde, siyasi sürece katılımın seçimler dışında da diğer çok farklı yolları vardır. İnsanlar protesto gösterileri, kitle eylemleri, sivil toplum örgütlerine üyelikler, geleneksel ve sosyal medyanın kullanımı gibi kanallarla da siyasete aktif biçimde katılabilirler. Fakat fikir ve ifade hürriyetinin kısıtlandığı Türkiye’de insanların bu yolları kullanması çoğu zaman onlara çeşitli adli yaptırımlar olarak geri dönmektedir. Bu durumda seçimler, insanların siyasi tercih ve hassasiyetlerini, varsa itiraz ve eleştirilerini ifade edebilmeleri için en kestirme ve genellikle tek yoldur.

Hukukun, anayasanın, kanun maddelerinin ya da ülkenin uluslararası itibarının, iktidarın politik eylemleri üzerinde pek bir yönlendirici etkisi yoktur. Ama ülkemizde hala iyi kötü çalışan bir seçim sistemi olduğu için, iktidar partisi seçimlerde halk tarafından cezalandırılmayı önemsemekte, adımlarını atarken seçimlerde halkın desteğini kaybetmemeyi dikkate almaktadır. Dolayısıyla iktidarın otoriterliğini dengelemenin yegâne yolu da ona sandıkta ders vermektir.

Bu hususlardan ötürü, ülkede demokrasiye inanan, geleceğimize sahip çıkmak isteyen, yaşadığımız hukuksuzluklara ve kitlesel fakirliğe isyan eden, Türkiye’nin çağdaşlık yolundan ayrılmasını kabul etmeyen, yüreğinde Atatürk ve Cumhuriyet sevgisi olan herkes bugün işi gücü bırakıp sandıklara koşmalı ve hem oyunu kullanmalı hem de sandıklarda gözlemci olarak bulunarak verdiği oya sonuna kadar sahip çıkmalıdır. Bu, demokrasinin bize verdiği bir görevdir ve yerine getirmeme lüksümüz yoktur.

Evet, marş marş, herkes sandıklara, bu bir emirdir! Demokrasinin verdiği bir emir, onun vaaz ettiği bir gerekliliktir. Çünkü demokratik bir devlete sahip olabilmek her şeyden önce demokratik ilkeleri özümsemiş, yurttaşlık görevlerinin bilincinde bir toplumu gerektirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Kakışım Arşivi